DOLAR 39,7257 0.16%
EURO 45,8826 0.2%
ALTIN 4.295,440,13
BITCOIN 4111878-2.25844%
İstanbul
24°

AÇIK

SABAHA KALAN SÜRE

admin

admin

21 Haziran 2025 Cumartesi

Geri dönüşümden sanata: Diorama sergisi- Forum Haber

Geri dönüşümden sanata: Diorama sergisi- Forum Haber
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Çankaya Belediyesi Fikret Otyam Sanat Merkezi, “Sanatın Küçük ve Büyülü Dünyası” diorama sergisine ev sahipliği yapıyor. Diorama sanatçısı Melih Şentürk ve Diorama Akademi öğrencilerinin eserlerinden oluşan sergi Başkentli sanatseverlerden büyük ilgi gördü.

Çankaya Belediyesi, Melih Şentürk ve Diorama Akademi öğrencilerinin “Sanatın Küçük ve Büyülü Dünyası” diorama sergisine ev sahipliği yapıyor. Fikret Otyam Sanat Merkezi’nde gerçekleşen sergiye 7’den 70’e sanatseverler büyük ilgi gösterdi. Gerçek ya da kurgusal sahnelerin üç boyutlu olarak canlandırıldığı özel bir sanat dalı olan dioramanın Türkiye’de de yaygınlaşması için çalışmalar yürüten Melih Şentürk, Diorama Akademi ile hem bu alandaki bilgi birikimini paylaşıyor hem de farkındalık yaratıyor. Çalışmalarında ağırlıklı olarak atık ve hurda malzemeler kullanan grup, böylece hem sanata hem de geri dönüşüme katkı sağlamayı hedefliyor.

Melih Şentürk ve Diorama Akademi’nin 27 öğrencisi Şener Teoman, Sevilay Mendeş, Sema Kaya, Deniz Atalar, Behlül Şentürk, Defne Kıran, Dora Şensu Yavuz, Elif Esen Demir, Okay Mollamustafaoğlu, Beste Dingil, Sevinç Gündüz, Hande Akkocaoğlu, Efe Demir Özsayın, Çağla Canca, Orhan Ertuğrul Öztürk, Zeliha Gökmenoğlu, Şeyma Gökmenoğlu, Burcu Mermer, Büşra Mermer Özcan, Tuba Mermer, Defne Beştek, Özge Mirzalı, Elif Özge Demir, Nurcan Yeşilbağ, Zeynep Yeşilbağ ve Derya Çelen Kuraner’in eserlerinden oluşan sergi, hikayelerin küçük ölçekli sahnelendiği minyatür tablolar yaratarak ziyaretçilerine ayrıntılı kurgulanmış bir distopya deneyimi sunuyor. 

20 Haziran tarihinde Fikret Otyam Sanat Merkezi’nde açılışı yapılan sergi, 3 Temmuz 2025 tarihine kadar haftanın her günü 09.00-20.00 saatleri arasında ücretsiz olarak ziyaret edilebilecek.

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Devamını Oku

YKS günü ikramlar Büyükşehir’den- Forum Haber

YKS günü ikramlar Büyükşehir’den- Forum Haber
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, 21-22 Haziran tarihlerinde gerçekleşen Yükseköğretim Kurumları Sınavı’na (YKS) giren öğrenciler ve onların heyecanına ortak olan aileleri için farklı ilçe ve noktalarda ikramlar dağıtıyor.

ÖĞRENCİ VE VELİLERE YÖNELİK

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, 21-22 Haziran tarihlerinde gerçekleşen Yükseköğretim Kurumları Sınavı’nda (YKS) öğrenci ve velilerin yanında oluyor. Bu kapsamda Büyükşehir, İzmit, Derince ve Karamürsel ilçelerinde 2 günlük sınav sürecinde 16 farklı yerde ikram noktaları kurdu. Sabah erken saatlerde sınav yerlerine giden öğrenci ve velilere yönelik olan ikram noktalarında kek, meyve suyu ve su dağıtımı yapılıyor.

İZMİT’TE 10 NOKTADA STANT KURULDU

Büyükşehir Belediyesi tarafından İzmit bölgesinde; KOÜ İlahiyat, Spor Bilimleri, Siyasal Bilgiler, Teknoloji ile Mimarlık ve Tasarım Fakültesi önünde, 28 Haziran Ortaokulu, Albay İbrahim Karaoğlanoğlu İlkokulu, Evliya Çelebi İmam Hatip Lisesi, Cahit Elginkan Anadolu Lisesi, İzmit Mesleki Teknik Anadolu Lisesi önlerinde ikram stantları kuruldu.

DERİNCE VE KARAMÜRSEL’DE DE OLACAK

Derince’de ise; Derince Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi, Merkez Bankası Anadolu Lisesi ve Dumlupınar Ortaokulu olmak üzere 3 noktada; Karamürsel’de Akçakoca İmam Hatip Lisesi, Nazmi Oğuz Ortaokulu ve Pembe Müjgan Calp Gökçora Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi önünde dağıtım yapılıyor.

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Devamını Oku

MediaMarkt’tan yaz sıcaklarında serinleten kampanya!- Forum Haber

MediaMarkt’tan yaz sıcaklarında serinleten kampanya!- Forum Haber
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Geniş ürün yelpazesiyle tüketicilere konforlu alışveriş keyfi sunan MediaMarkt Türkiye, ‘Serinleten Teknolojilerin Tam Zamanı’ ile ihtiyaç duyulan konforlu serinliği son teknoloji ürünlerle tüketicilerle buluşturuyor. 29 Haziran’a dek sürecek kampanya kapsamında farklı ihtiyaçlara uygun binlerce ürün MediaMarkt mağazaları, mediamarkt.com.tr ve MediaMarkt mobil uygulamasında tüketicileri bekliyor.

MediaMarkt Türkiye’nin “Serinleten Teknolojilerin Tam Zamanı” Kampanyası kapsamında; 

  • LG S3NW18KL3BA Dual Eco 18.000 BTU A++ Enerji Sınıfı Klima – 43.399 TL,
  • ELECTROLUX EXP34U339HW 12000 BTU Wi-Fi Mobil Klima – 29.999 TL,
  • GOLDMASTER Serin GM-7936 Vantilatör – 4.999 TL,
  • GREE Fandesk Masaüstü Vantilatör – 2.199 TL,
  • ALTUS AL 1128 Su Sebili – 4.899 TL ’den satışa sunuluyor.

MediaMarkt Türkiye’nin Serinleten Teknolojilerin Tam Zamanı Kampanyası, 29 Haziran tarihine dek MediaMarkt’ın Türkiye genelindeki 102 mağazasında, online alışveriş sitesi mediamarkt.com.tr’de ve MediaMarkt mobil uygulamasında geçerli olacak.

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Devamını Oku

Sosyolojide yeni çağ: “Robososyoloji” doğuyor! – Forum Haber

Sosyolojide yeni çağ: “Robososyoloji” doğuyor! – Forum Haber
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Üsküdar Üniversitesi Sosyoloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, teknolojinin hızla şekillendirdiği modern dünyada, yapay zekâ (YZ) ve robot teknolojilerinin toplumsal dinamiklere etkisi ve sosyologların bu alandaki rolünü değerlendirdi.

‘Robososyoloji’ gibi yeni alt disiplinler gelişiyor

Günümüzde teknolojik değişimlere bağlı olarak toplumsal etkileşimlerin tanımının köklü bir değişim geçirdiğini kaydeden Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, “Artık toplumsal ilişkiler sadece insanlar arasında değil, makinelerle de kuruluyor. Bu dönüşüm, makinelerin sosyal normları nasıl şekillendirdiğini, toplumsal yapıları nasıl dönüştürdüğünü ve insanların makinelerle nasıl bir iş birliği içerisinde olduklarını anlamayı gerektiriyor. Ayrıca, makinelerin toplumsal ilişkilerdeki rolünü göz önünde bulundurarak, sosyologların bu yeni toplumsal aktörlerle ilgili etik, kültürel ve toplumsal bağlamda derinlemesine analizler yapması önemli hale geliyor. Bu süreç, sosyolojinin kapsamını genişleterek daha geniş bir çerçevede toplumsal yapıları incelemeyi mümkün kılıyor. Sosyologlar, robotların toplumsal rolleri ve YZ etiği üzerine derinlemesine teorik çalışmalar yaparak, ‘robososyoloji’ gibi yeni alt disiplinlerin gelişmesini teşvik edebilir. Ayrıca, teknolojinin demografik, etik ve sosyal risklerini de ele alarak, toplumları daha kapsamlı bir şekilde analiz etmeyi mümkün kılmaktadır.” dedi.

Yapay zeka toplumsal yapıları dönüştürüyor

Sosyolojinin, yapay zekayı sadece bir teknoloji olarak ele almadığını; bunun yanı sıra YZ’nin toplumsal yapıları nasıl dönüştürdüğünü, toplumsal eşitsizlikleri nasıl yeniden ürettiğini veya dönüştürdüğünü inceleyen bir perspektif sunduğunu dile getiren Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, şöyle devam etti:

“Yapay zeka teknolojileri, sadece iş gücü piyasasında değil, aynı zamanda eğitim, sağlık, hukuk gibi birçok alanda toplumsal dinamikleri değiştirme potansiyeline sahiptir. Sosyologlar, YZ’nin kültürel normlarla ve toplumsal yapılarla nasıl şekillendiğini araştırarak, bu teknolojilerin toplumsal eşitsizlikleri daha da derinleştirip derinleştirmediğini sorgular. Sosyolojik bakış açısı, YZ’nin yalnızca işlevsel değil, aynı zamanda toplumsal ve etik sonuçlarını da göz önüne alır. Bu, özellikle toplumsal adalet, eşitlik ve insan hakları gibi temel meselelerin YZ’nin gelişimiyle ilişkisini irdelemeyi sağlar. YZ, gelecekteki toplumsal değişimleri tahmin etme ve anlamada büyük fırsatlar sunduğundan, bu alandaki sosyolojik araştırmalar, toplumsal yapıların dinamiklerini daha iyi kavrayabilmemize yardımcı olur. Yani YZ’nin sosyal hayatı dönüştürmesiyle birlikte, bu dönüşümün toplumsal yansımalarını anlamak için sosyologların katkısına daha fazla ihtiyaç duyuluyor.”

Yapay zeka sosyolojisi yaklaşımları ne?

Yapay zeka sosyolojisinin, son yıllarda özellikle iki ana yaklaşım etrafında şekillendiğini, bunların hümanist ve post-hümanist yaklaşım olduğunu anlatan Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, “Hümanist yaklaşım, YZ’yi bir toplumsal fenomen olarak ele alır ve onun toplumsal etkilerini, kültürel boyutlarını, toplumsal eşitsizlikleri nasıl yeniden ürettiğini tartışır. Bu yaklaşıma göre, YZ, teknolojik bir araç olmanın ötesinde toplumsal yapıları yeniden şekillendiren önemli bir aktördür. Bu bağlamda, iş gücü piyasasında yaşanan dönüşümler, otomasyon, işsizlik gibi konulara odaklanılır. Diğer yandan, post-hümanist yaklaşım, YZ’yi sadece insanlara hizmet eden bir araç olarak görmektense, onu toplumsal bir aktör olarak kabul eder. Bu yaklaşımda, insan ve insan olmayan varlıkların (makineler, robotlar, yapay zeka) toplumsal etkileşimde eşit derecede etkili olabileceği vurgulanır. Post-hümanist perspektifte, insan ve teknoloji arasındaki sınırlar daha flu hale gelir ve makinelerin toplumsal ilişkilerdeki yeri daha derinlemesine sorgulanır.” şeklinde konuştu.

Yapay zekâ, gelir ve fırsat eşitsizliklerini derinleştiriyor

Yapay zeka ve robot teknolojilerinin gelişiminin, özellikle gelir ve fırsat eşitsizliklerini derinleştirdiğini kaydeden Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Otomasyon sayesinde, geleneksel sektörlerde iş gücü kayıpları artarken, bu durum düşük vasıflı işçiler için daha büyük tehditler oluşturuyor. Yüksek dijital becerilere sahip olanlar, bu yeni teknolojileri kullanarak avantaj elde ederken, düşük vasıflı çalışanlar işsizlik ve düşük ücretler gibi zorluklarla karşı karşıya kalıyor. Sosyologlar, bu sürecin yalnızca ekonomik eşitsizlikleri değil, aynı zamanda toplumsal yapıyı da dönüştürdüğünü belirtiyorlar. Teknolojiye sahip olanlar ve dijital becerilere sahip kişiler, daha yüksek gelir elde etme şansına sahipken, bu kesimler toplumda giderek daha büyük bir ekonomik güç oluşturuyor. Bu durum, toplumda gelir uçurumunun daha da açılmasına ve kaynakların dar bir grupta toplanmasına yol açabilir. Bu da sosyal huzursuzluk ve gerilimleri artırabilir. Sosyologlar ayrıca, bu yeni teknolojilerin yalnızca toplumsal eşitsizlikleri pekiştirmediğini, aynı zamanda farklı disiplinlerle yapılan işbirlikleri sayesinde toplumsal olguları daha derinlemesine inceleme fırsatları sunduğunu vurguluyor.”

“Dijiseksüelite” gibi yeni kavramlar ve aile yapısına etkileri neler?

Disiplinlerarası çalışmaların, toplumsal değişimleri daha doğru şekilde modellemeye ve sosyal eğilimleri tahmin etmeye yardımcı olabildiğini de dile getiren Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, “Ancak, bu teknolojilerin kullanımında yalnızca teknik bilgi değil, aynı zamanda etik ve kültürel bir anlayış da gereklidir. Ayrıca yeni dönemin aile ve evlilik gibi kurumlarını etkileyen yönleri de bulunmaktadır. Örneğin son yıllarda, bizimde üzerinde sıkça değerlendirmelerde bulunduğumuz ‘dijiseksüelite’ gibi kavramlar öne çıkmaya başladı; teknoloji şirketleri, yalnız bireyler için robot-partner çözümleri sunuyor. Ancak, bu teknolojiler etik, demografik ve sosyal riskler taşıyor. Hukuki ve felsefi tartışmalar yoğunlaşıyor, özellikle robotların insan ilişkilerine etkisi ve nüfus artışı gibi konular gündeme geliyor. Bu bağlamda, multidisipliner bir yaklaşım, bu teknolojilerin toplumsal etkilerini daha kapsamlı bir şekilde incelememizi sağlayacaktır.” ifadesinde bulundu.

Yapay zeka, büyük verileri hızlı ve etkili analiz ediyor

Yapay zekanın, sosyolojik araştırmalarda büyük veri setlerini hızlı ve etkili bir şekilde analiz etme kapasitesine sahip olduğunu da ifade eden Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, şunları kaydetti:

“Bu, toplumsal eğilimlerin hızla belirlenmesini ve tahmin edilmesini mümkün kılar. Özellikle büyük dil modelleri (LLM) kullanılarak anketler ve metin analizleri gibi görevler daha hızlı ve düşük maliyetle gerçekleştirilebilir. LLM’ler, sosyal grupların (örneğin cinsiyet, milliyet, sınıf gibi) tipik yanıtlarını taklit edebilme kapasitesine sahip olduğu için, araştırmalar daha az insan katılımıyla yapılabilir ve veri toplama süreci hızlanabilir. Bunun yanı sıra, YZ’nin sunduğu araçlar, daha geniş ve çeşitli veri setlerine erişim sağlayarak, toplumsal değişimleri daha doğru şekilde modellemeyi ve sosyal eğilimleri tahmin etmeyi mümkün kılar. Bu avantajlar, sosyolojik araştırmaların daha kapsamlı, hızlı ve doğru sonuçlar üretmesine olanak tanır.” dedi.

Toplumsal eşitsizlikleri ve önyargıları yeniden üretebilir

Yapay zekânın en büyük risklerinden birinin, mevcut toplumsal önyargıları pekiştirme potansiyeli olduğunu belirten Prof. Dr. Süleymanlı, “Algoritmalar, bazen veri setlerinde yer alan toplumsal eşitsizlikleri ve önyargıları yeniden üretebilir. Bunun yanı sıra, veri erişiminde bazı sosyal grupların yeterince temsil edilmemesi, YZ’nin etkinliğini sınırlamaktadır.” dedi.

Prof. Dr. Süleymanlı ayrıca, YZ’nin karar alma süreçlerinin şeffaf olmaması ve “kara kutu” problemi olarak bilinen durumun, sistemin güvenilirliği konusunda ciddi şüpheler oluşturduğunu ve toplumsal güven eksikliğine yol açtığını ifade etti.

Sosyologlar yeni yöntemler geliştirmeli

Prof. Dr. Süleymanlı, yapay zekâ ve robotların toplumsal etkilerini anlamak için yalnızca büyük ölçekli veri analizlerinin yeterli olmayacağını, kültürel ve bağlamsal incelemelerin de şart olduğunu dile getirerek, “Ağ bilimleri, toplumsal ağ analizi, nitel araştırmalar ve simülasyonlar gibi yöntemlerle teknolojilerin toplumsal dinamiklere etkisi çok yönlü olarak analiz edilmelidir. Nitel araştırmalar, bu teknolojilerin tasarımında yer alan kültürel ve sosyal önyargıları daha derinlemesine sorgulama imkânı sunar.” diye konuştu.

“Yapay zekâ sosyolojisi” dersleri başladı

Yapay zekâ sosyolojisinin, üniversite eğitim programlarında giderek daha fazla yer bulduğunu belirten Prof. Dr. Süleymanlı, bu derslerde YZ’nin sağlık, eğitim, hukuk gibi alanlardaki etkileri, algoritmaların toplumsal stereotipleri nasıl yansıttığı ve toplumsal eşitsizliklere katkısı gibi konuların incelendiğini ifade etti. Prof. Dr. Süleymanlı, “Bu dersler, öğrencilere YZ teknolojilerinin toplumsal etkilerini anlamalarına yardımcı olacak analitik bir bakış açısı kazandırmayı hedeflemektedir.” diyerek sözlerini tamamladı.

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Devamını Oku

“Geniş kapsama ve yüksek internet hızı, ancak makul ihale bedelleriyle mümkün.”- Forum Haber

“Geniş kapsama ve yüksek internet hızı, ancak makul ihale bedelleriyle mümkün.”- Forum Haber
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Türkiye’nin dijitalleşmesine liderlik etme vizyonuyla faaliyet gösteren Vodafone, 2026’da kullanıma sunulması planlanan 5G’ye yönelik hazırlıklarını sürdürüyor. 5G’ye geçiş sürecinde spektrum politikalarının önemine dikkat çeken Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Hasan Süel, “Spektrum kaynaklarının hem tüketici refahını hem de sektörde uzun vadeli yatırımları teşvik edecek bir yöntemle operatörlere tahsis edilmesi yönünde bir politika benimsenmesi kritik. Ancak bu şekilde teknolojinin yaygınlaşması ve beklenen ekonomik katma değerin ortaya çıkması mümkün olacaktır” dedi. 

“Diğer ülkelerden ders çıkarmalıyız” 

Türkiye’nin diğer ülkelerin deneyimlerinden ders çıkarmak için bir fırsata sahip olduğunu söyleyen Süel, “5G ihalesinin makul fiyat ve koşullarda, yatırım-yükümlülük dengesi gözetilerek operatörlerin yatırıma ayıracakları sermaye kapasitelerini kısıtlamadan yapılması önem taşıyor. İhalede çok yüksek lisans bedeli alan ülkelerde 5G yatırımları yavaşladı ve vatandaşların yeni nesil teknolojiye erişimi kısıtlandı. İhalenin makul lisans bedeliyle yapıldığı ülkelerde ise operatörlere makul ve dengeli yatırım yükümlülükleri getirildi. Kullanıcılara uygun fiyatlarla kaliteli hizmet sunmak üzere gereken yatırım bedellerinin karşılanabilmesi için bu ülkelerin spektrum ücretlerini daha makul seviyelere indirdiğini görüyoruz”dedi. 

“Dünyada spektrum fiyatları düşüyor”

GSMA’in bu yıl yayınladığı “Küresel Spektrum Fiyatlandırma” raporunu referans gösteren Süel, “Rapor, küresel spektrum fiyatlarında %75’e varan düşüşü ortaya koyuyor. Son 8-10 yıllık süreçte operatörlerin GB başına gelirleri %96 ve MHz başına gelirleri %67 azaldı. Rapor, spektrum fiyatlarının bu yeni piyasa gerçeğini ve azalan gelirleri yansıtması gerektiğinin; tarihsel fiyatlara dayalı bir modelin sürdürülebilir olmadığının; yüksek spektrum fiyatları, yapay spektrum kıtlığı yaratma ve operatörlere aşırı yükümlülükler getirme gibi sürüdürülebilir olmayan politika tercihlerinden kaçınmak gerektiğinin altını çiziyor. Operatörlerin yeterli spektruma erişiminin sağlanması, 5G hizmet kalitesini ve kapsama alanını doğrudan iyileştiren kritik bir politika tercihi. Spektrum maliyetleri, vatandaşın aldığı hizmetin kalitesini etkiliyor. Yüksek fiyatlar, şebekeye gitmesi gereken yatırımın kısılması, dolayısıyla daha az kapsama ve daha yavaş internet anlamına geliyor. Spektrum fiyatlarının son on yıldır düştüğü göz önüne alındığında bugünün piyasa gerçekliğini yansıtmayan geçmiş fiyatları baz alarak bedel belirlenmesi hatalı olacaktır. Diğer yandan, ücretsiz lisans uzatma ve yatırım taahhütleri karşılığında uzatmalar da spektrumun verimli kullanımını sağlamayı ve bağlantının faydalarını en üst düzeye çıkarmayı amaçlayan alternatif yaklaşımlara örnek oluşturuyor” diye konuştu.

“Yatırımlara daha fazla kaynak ayırabilmeliyiz”

Süel, Türkiye’de izlenebilecek spektrum politikasına ilişkin görüşlerini ise şöyle dile getirdi: “Türkiye’de de frekans tahsislerinin yüksek 5G performansını sağlayacak miktarda, orantılı ve ekonomik olarak uygun seviyede olan spektrum ücretleriyle yapılması, operatörlerin şebeke yatırımına daha fazla odaklanmasını sağlayacak. Operatörlerin makul bedellerle spektrum kullanım hakkını elde etmesi ve şebeke kurulumuna ilişkin yatırımlara daha fazla kaynak ayrılabilmesi için her yeni banta yönelik tahsis edilecek frekans miktarının azami derecede olması önem arz ediyor. Spektrum bedeli olarak ödenecek yüksek bir rakamdan ziyade bu kaynağın en verimli şekilde yatırıma dönüşerek vatandaşlara ve ekonomiye fayda sağlaması öncelikli hedef olmalı.”

“3 temel talebimiz var”

Spektrum politikasına ilişkin taleplerini “makul fiyatlandırma”, “yeterli spektrum arzı”, “dengeli yükümlülükler” olmak üzere 3 başlıkta toplayan Süel, “5G ihale muhammen bedellerinin operatörlerin şebeke yatırımlarına odaklanmasını sağlayacak makul bir seviyede belirlenmesi; her operatöre minimum 5G’nin gerektirdiği kapasiteyi sunacak miktarda spektrumun operatörlerin kullanımına sunulması; kapsama ve kalite yükümlülükleri belirlenirken operatörlerin yatırım yapma kapasitesinin kısıtlanmayıp dengeli, stratejik ve gerçekçi hedefler belirlenmesi gerekiyor” dedi.

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Devamını Oku